26 Ocak 2012 Perşembe

YORUMSUZ!!!

Yiğit: Anne kız kıza evlenilmez dimi?
Anne Bilmem.Evlenilmez mi?
Yiğit: Bir kız ,bir erkek evlenebilir.
Anne: Evlenmek ne demek kuzum?
Yiğit: Büyümek demek!!!
Anne: Sen büyüyünce ne yapacaksın peki?
Yiğit: Evleneceğim ne  yapayım.
Anne: Kiminle evleneceksin yahuu???
Yiğit: Kiminle olacak,tabi ki Ceylin'le!!!!!!!!!

10 Ocak 2012 Salı

ÖZET...

10 aylık oldun prensesim,büyüdün,kocaman oldun ama ben sen büyürken olanları bir türlü yazamadım.Abinin her yaptığını tek tek not ederken,senin yaptıklarını yazmada hep geç kaldım.Daha az anlattım,daha az fotoğrafladım ama sevgimden hiç eksiltmedim :(
Günler koşturucasına geçerken ne zamanın ne de sizin hızınıza yetişebiliyorum. 8,5 aylıkken emekleyen,9 aylıkken sıralamaya başlayan miniği tutmak ne mümkün.Bütün gün çekmece dolap karıştırmak işin.Az uyuyup,çok iş beceriyorsun. oynayasın diye verdiğimiz oyuncaklar,dolap ve çekmeceler kadar çekmiyor ilgini. Bütün gün laptopun üstündesin bir de.Bu koşturmacadan arta alan zamanında ise tel sarıp,el  çırpıyorsun,öpücük atıp "de"(gel ) diyorsun,bıktım senden yapıyor bol bol çığlık atıyorsun.
4 tane dişin çıktı şimdilik,önce 2 alt çıktı,sonrada iki üst ortanın yanındakiler,diğerleri de yolda.Umarım sorunsuz çıkarlar.Yemek yemende bir sorun yok sayılır,her sunduğumuzu yemesen de damağına hitab edenler var.Abi ise pek dertli büyümenden.Sen büyüdükçe ne rahat kitap çalışması yapabiliyor,ne de oyuncak oynayabiliyor.Uyusanda meydan ona kalsa diye bakıyor kuzucum...

1 Kasım 2011 Salı

PRENSES EMEKLİYOR....

Günlerin uykusuzluğuna ilaç gibi geldi,prenses emekliyor.Haftalardır ulaşmak istediği noktaya otura kalka,döne dura  ulaşan Alin Mercan bu akşam bir anda odanın bir ucundan diğerine ulaşıverdi.Yiğitle birlikte bakakaldık birbirimize,Yiğit'in "Kardeşim emekliyor annneeeee....." bağırışıya geliverdik kendimize.Mutlu olduk,mutluluğumuz günlerin uykusuna bedeldi...

17 Ekim 2011 Pazartesi

ALİN MERCAN 7 AYLIK...



Büyüdü bizim minik prenses,tam yedi aylık şu an.Ek gıdalara geçeli 1 ay oldu,her verdiğimizi severek yiyen bir bebek her öğünde bizi şaşırtsa da mutluyuz.6 aydan itibaren desteksiz oturmaya ve geri geri emeklemeye başlayan böceği tutmak mümkün değil.Yerinde durmak bilmiyor.
Bu gün anne demeye başladı,sürekli dilinde anne,annee,annee... Kardeşinin arka arkaya anne demesini duyan abinin yorumu ise ilginç.
-"Babanne,kardeşim anneannemi istiyor ...İlk önce baba demesi beklenen Alin Mercan babanın adının ve kendisinin varlığından bi haber olduğu için anne demeye başladı sanırım :) Tez zamanda ağzından baba nidaları duyulaaa :)))
Bizim küçük abi okullu bu yılda.Sabah gidiyor,7de kalkıyor.Erken kalkabilmesi için de erken yatması gerek,sanırım uyku düzeni oturdu artık bu yıl.Akşam 8de yatağa giren yatağa giren Yiğitten on dakika sonra ses çıkmıyor.
Uyuyan abinin ardından bana da dinlenmeye zaman kalıyor demeyi çok isterdim ama sanırım bizim çocukların uyku genlerinde bir arıza var.Küçük kardeş de abinin yolunda ilerliyor,bütün gün, bütün gece uyumamak için direniyor.Her geceyi ben bu sahneyi daha önce görmüştümlerle kapatıyorum, o da büyüyecek biliyorum...

20 Ağustos 2011 Cumartesi

KALDIĞIMIZ YERDEN BAŞLAMALI...

Ne kadar uzun zaman olmuş yazmayalı...Hamilelik,blogların sansürlenmesi,ev taşıma,doğum,internetsizlik veee bebek bakımı derken aylar geçmiş.
Uzun süren sessizlikte ne çok artılar kattık aslında hayatımıza, ne çok şeyi değiştirdik.
Hamile olduğumu anladık ; şaşırdık...
Kızımız olacağını öğrendik ; sevindik...
Ev aldık ; evlendik...
Dört kişilik aile olduk ; mutlu olduk...

13 Kasım 2010 Cumartesi

KİME ŞİİİŞŞŞŞT DEDİN?

Geçtiğimiz gün okula gitmek için hazırlanıyordum.Saat sabahın altı buçuğu.Bizim oğlan açtı gözünü,atladı yataktan,doğru yanıma geldi.Başladı yalvarmaya,duygu sömürüsü yapmaya.
-"Annecim lütfeeeen...Ben senin öğrencilerini çok sevdim,bende okula gelmek istiyorum seninle.Lütfen anneeee...Sen gidersen ben ağlarım...."
Dayanamadım,peki dedim.Kırk yılın başında üşenmeyip kendime kahvaltı hazırlamıştım,onu bizim kuzuya kaptırdım,afiyet olsun ben yine kuru bir simite kaldım:)Bindik otobüse başladı hemen bizim abi,kız kardeşiyle konuşup kikirdeşmeye.Ses tonunu yükseltince ağzımdan bir "Şiiiiiişt" çıkıverdi.Hemen kaldırdı göbeğime dayadığı kafasını,sordu:
-Anneee kime şiiişşşşt dedin?
Kendisine dediğimi duyunca da çattı kaşları,baktı yüzüme:
-Anneee,hep bana şiiişşşt diyosun ama,biraz da kız kardeşime desene....
Şaşırdım...
Hem de çok şaşırdım...
Beklemiyordum....
Hazırlıksız yakalandım....

18 Ekim 2010 Pazartesi

KIZ KARDEŞ GELİYOR....

Doktara kontrole gittik bugün bizim küçük kardeş için.Yağmur sebebiyle ıslak bir yolculuktan ve geç gelen doktoru uzun bir bekleyişten sonra başladı doktorumuz kontrole.Yiğit de dikkatle izliyor ultrason görüntülerini bu arada:
-Kız kardeşime mi bakıyorsun?
-Evet kız kardeşin annenin karnında yemeklerini biraz daha yiyecek,büyüyecek.Ben onu çıkaracağım.
-Hımmm.Anladım.
-Adını ne koyacksın?
-Rozi :)

Neyse kontrol bitti,doktorumuz oturduğu yerden kalktı.Ben merakla sordum hemen:
-Doktor Bey cinsiyeti belli değil miydi?
Doktor şaşkın bir ifadeyle:
-Çocuk kız kardeşim deyip duruyor ya?Söylememiş miydim?????
-Yoooo
(Yok doktorcum,o bizim oğlanın canının istediği.Sen bir de gördüğünü söyle bakalım:))) )

-Yat bir bakalım o zaman!!!!!!-Aaaaa!Çocuk bildi vallaaa :)))) Kız kardeş geliyor.....

18 Eylül 2010 Cumartesi

KELİME OYUNU...

Geçtiğimiz haftalarda Yiğit birden atladı ortaya:
-Baba hadi kartı paraya çeviren yere gidelim!!!
-Kartı paraya çeviren yer?????
-Hımmm...Bankamatik olsa gerek :)))
Gecenin bir yarısı gittik kartı paraya çeviren yere(bankamatiğe).Kartı soktu,şifreyi girdi,parasını alıp cebine koydu,eve gelince de para doğru kumbaraya...


Yine bir gün babaanneden çıktık,bizim ki başladı tepinmeye kapıda:
-Babaaaa..... Aşağılıkla inelim lütfen.
-Aşağılık????
-Bildiğimiz asansör yahuuu :))))

22 Temmuz 2010 Perşembe

BİR ÇOCUK BU KADAR GÖNÜLDEN İSTERSE OLUR MU HER DİLEĞİ????

Aklından geçirdiği oluyor bu çocuğun,korkmaya başladım valla:)) 14 Haziranda kız kardeşim olsun dedi,bugün tam 5 haftalık bir bebeğimiz daha var.Kız ya da erkek.Kimbilir?Mutluyuz,heyecanlıyız.Yakında 4 kişilik aile oluyoruz.Bizi ne güzellikler bekliyor bilmiyoruz.

8 Temmuz 2010 Perşembe

TATİL GİBİSİ VAR MI?






Uzun ,zorlu bir iş ve okul temposundan sonra güzel bir tatili hakedeceğimizi düşünüp,taaa mart ayında yapmıştık tatil planımızı.Bodrum'a gidip iyice dinlenecektik.Öyle de oldu.Yattık,kalktık,yedik,içtik,havuza girdik,bir haftayı böyle geçirdik.En çok da Yiğit eğlendi her zamanki gibi...

14 Haziran 2010 Pazartesi

UNUTMAMAK İÇİN NOT DÜŞMELİ ZAMANA....

Yatıyoruz geçen gece bizim yatakta,gel sarılıp birlikte uyuyalım dedim;sarıldı usulca.Ama yetinmedi bana sarılmakla.
-Anne!Caillou da annesine sarılıp uyuyo,ama bazen de kız kardeşine,bazen de kedisine sarılıp uyuyo.Ama benim kedim de yok,kız kardeşim de.Keşke benim de kız kardeşim olsaydı anneeee.
Şaşırdım,sustum.Devam etti:
-Anne bana kız kardeş alalım lütfeeeen...
Susmak yetmedi bu defa:
-Nerden alıcaz oğlum??????
-Eniştem söylemişti anne,şu köşedeki dükkanda satılıyooo,ordan alalım.
-!!!!!!!(Allah alah bu nerden çıktı şimdi)
-Adı da Beren olsun ama...
-??????

6 Haziran 2010 Pazar

BİR YAŞ DAHA BÜYÜMEK...



















Yaklaşık 1 yıldır büyüklerle doğum günü yapmak istemediğini,doğum gününe arkadaşlarını davet edeceğini söyleyip duruyordun.Okul müdürü,okulda kutlamamıza izin vermeyince,sırf mutlu ol diye,öğretmenini ve arkadaşlarından bazılarını evimize davet ettik.Aile arasında yaptığımız doğum gününün ardından,ertesi gün de arkadaşlarınla kutladık yeni yaşını.Senin mutluluğunun yanında benim yorgunluğum hiç kaldı.


Doğum günün kutlu olsun bebeğim,sahip olmak istediğin tüm güzellikler seninle olur umarım.İyi ki doğmuşsun,iyi ki annen olmuşumSeni Seviyorum kuzuuuummm......

24 Nisan 2010 Cumartesi

23 NİSAN NEŞE DOLUYO İNSAN...






















Dün 23 Nisandı;sıradan bir gün değil:Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı.
Yıllardır işim gereği hazırlanırım,ama bu sene pek bir farklıydı heyecanım.Bizim minik fareninde programı vardı kreşte.Aylardır okulda ayrı,evde ayrı hazırlanıldı.Gördüğü herkese,bulduğu her ortamda "Ateş Böceği" şarkısı eşliğinde dans etti.Sandık ki Ateş böceği olacak;ama yanılmışız.Bizim fare kendi görevinden çok, büyük çocuk grubunun oyununu sevmiş olsa gerek,onu oynadı haftalarca.Dün öğrendik,ŞİRİN olmuş,hem de çok şirin :)))) Kimi kendinden geçti oynarken,kimi bir bayrağa,kimi bir arkadaşına daldı gözleri,kimi dans ederken bacağına değen çimlere sinir oldu,kimi alkışladı kendini,kimi öpücükler dağıttı kendini alkışlayanlara....İngilizce şarkılar söyledi hem de doyasıya.iki saat süren program sonunda çooook yorulmuş olacak ki,üç dakika süren okul-ev arasında uyuya kaldı kuzum,uzun süre de uyanamadı .

26 Mart 2010 Cuma

EŞEĞİN SIPASI MI YANİ?




YİĞİT'e sordum geçen akşam," Sen benim neyimsin?" diye.Hiç düşünmeden cevapladı:
-Bebişinim:)
Peki babanın neyisin annecim diye devam ettim.Düşündü,düşündü...Verecek cevap bulamadı bir süre.Daha fazla zorlamadan ben cevapladım sorduğum soruyu "Babanın bi tanecik oğlusun." diye.Verdiğim cevap onu pek tatmin etmedi olsa gerek,Düşünmeden düzeltti cevabımı:
-Eşeğin sıpası mı yani anne????
Gülmekten karnım ağrıdı....

3 Şubat 2010 Çarşamba

UZUN BİR UYKUDAN HEMEN SONRA:)




Günlerce bekledin uyku perisi getirsin diye.Bekledin,bekledin....Her sabah uyanır uyanmaz sordun uyku perisi yatağımı getirdi mi diye.Her sabah hüsran yaşadın.Baktık uyku perisinin getireceği yok,babayı görevlendirdik bu iş için.Koştu,buldu,getirdi yatağını,hem de günlerdir hayalini kurduğunu.Sevdin,sevindin,çok mutlu oldun,evde yatağım çok güzel oldulu cümlelerle dolaştın tüm gün.Akşam 10da yatıp,ertesi gün 12de uyandın.Yatağın marifeti mi bilemedik?Eğer öyleysebiz bunu daha önce niye akıl etmedik?

28 Ocak 2010 Perşembe

İLK KARNE


Geçen gün öğrencilerimin karne notlarını girerken internete bizim oğlan,önlük giymiş öğrenci fotoğrafı görünce birden heyecanlandı.Ayağa kalktı,hopladı,zıpladı,sanırsın dünyalar onun oldu.Oğlum ne oldu diye sordum büyük merakla.Bizimki aynı heyecanla başladı anlatmaya:
-Ben de büyük okula gitmek istiyorum artık,ben de öyle kıyafet giymek istiyorum.Abilerle tanışıcam,merhaba dicem onlara!!!!!
Üzüleyim mi,sevineyim mi bilemedim!!!!
2,5 yaşındaki aynı oğlum geçtiğimiz cuma ilk karnesini aldı.O da "karnaa" almış,hepsi gülen çocukmuş söylediğine göre.Ne kadar sevinilirse o kadar sevindim ben de 2,5 yaşındaki bi lokmacık oğlumun aldığı karneye.Karneye baktıkça o minicik omuzlarındaki koskocaman yükleri gördüm ,sabahın altısında "Bi kerecik daha uyuyayım" diye yalvaran çocuğu gördüm aslında.
Üzüleyim mi,sevineyim mi bilemedim işte.Daha kaç karne sığar bu ömre????

3 Ocak 2010 Pazar

YENİ YILIN MUTLULUKLAR GETİRMESİ DİLEĞİYLE...


Yeni yılı en güzel renkli bizim oğlan kutladı herhalde sürpriz noel annesiyle.Dilinden düşürmedi günlerce.Anlamasa da ne demek olduğunu yeni yılın,farkında olmasa da bir yıl yaşlandığının kutladı gönlünce sevdikleriyle.

Bir yıl daha geride kaldı tüm güzelliğiyle,umarız 2010 yılı bizim için adı gibi 10 numara bir yıl olur.

9 Aralık 2009 Çarşamba


Oyuncak bebeklerini paylaşamayan iki çocuğun resmini gösterdim bizimkine.Ne yapıyor bu çocuklar diye sordum.Hiç düşünmedi,cevapladı:
-O benim o benim diyorlar.
Kendisinin son günlerde en çok yaptığı şey de ondan aslında.Sahiplenme döneminde ne de olsa:)

25 Kasım 2009 Çarşamba

BİZİM ÇOK BİLEN OĞLAN




Geçen gece baba oğluna yeni birşeyler öğretme heyecanıyla Yiğit'i alır karşısına:
-Babacım gel sana haftanın günlerini öğreteyim.
Bizim çok bilen oğlan başlar saymaya:
-Pazartesi, Salı,Çarşamba,Perşembe diye...
Çoktan öğrenmiştir oysa haftanın yedi gününü Yiğit,fakat annesiyle babasının haberi yoktur.


Bizim oğlan odadan dışarı çıkar ve kapıyı dışarıdan kapatıp kağıyı çalmaya başlar:
-Tak tak tak
Her normal anne gibi bizim evin annesi de oğluna
-Geeellll... diye seslenir heyecanla.
Bizim çok bilmiş oğlan kapıyı üşenmeden açıp;
-"Gel demiceksen annecim kam in ( come in) diceksin." deyip kapıyı tekrar kapatır ve bu diyalog bir de ingilizce gerçekleşir aramızda:)
Yine aynı gün verdiği birşey için teşekkür ettiğimde cümlemi "thank you " ile değiştirip "you are welcome" demeyi de unutmaz ayrıca:)


İngilizce 10'a kadar sayar,bana halimi hatrımı,adımı sorar,ben ona adını sorduğumda ise cevabı cebinde hazırdır:
-My name is Yiğit Görcek. :)

Kendi dilinde ise cümlelerine yeni kelimeler eklemiştir bolca.5-6 kelimelik cümleler kurup, ve,veya,ama,çünkü gibi bağlaçları da ustalıkla kullanır.20'kadar takılmadan sayar,10'a kadar bütün rakamları tanır,renkleri bilir ama işine gelince bilir,20'ye yakın şarkı,bir kaç şiiri de ezbere takılmadan söyler




8 Kasım 2009 Pazar

24 Ekim 2009 Cumartesi











Öğretmeninin balbademi,Öykü’nün en sevdiği,Saniye Teyzenin yakışıklısı,diğerinin (diğer Saniye Teyze) sıcakkanlısı,sınıfın maskotu,herkesin neşesi…Annesinin bir tanesi…

9 Ekim 2009 Cuma

8 Ekim 2009 Perşembe

YEMEMELİ DE YANINDA YATMALI ŞİMDİ....







Son günlerde her nesne doğum günü pastasının yerini alabiliyor sende.Kimi zaman ahşap bloklardan pasta yapıyorsun kendine,kim zaman plastik bir kabı..İyi ki doğdun şarkısı eşliğinde kimi kendi doğum gününü kutluyorsun,kimi benimkini büyük coşkuyla.Bazen de hayali pastalar yapıyorsun kendine yumurtasını,tuzunu,şekerini koyduğun.
Eeee bu seferde gerçek bir pasta yapalım dedim geçen gece,kreşe götürürsün,arkadaşlarına sürpriz yaparsın,olur mu dedim.Hemen kalktın soluğu mutfakta aldım.Başladık pastamıza.Önce yumurtasını kırdım ben,sen şekerini ekledin minicik parmaklarının da tadını koyarak.Zevkle çırptın mikserle.Daha sonra sütünü,yağını,ununu,kabartma tozunu,kakaosunu ekledin büyük mutlulukla.Kreşe götürcem,sürpriiiiz dicem diye de ekledin her malzemeye.Arada da minicik parmaklarını kek hamuruna daldırmayı ihmal etmedin,büyük bir zevkle de yaladın parmaklarını.Kekimizi fırına koyduk pişmek üzere,sık sık geldin fırının başına pişti mi acaba diye.Kekimiz pişti ben de kremasını hazırlayıp ekledim üstüne ve dolaptaki yerini aldı pastamız ertesi gün kreşe gitmek üzere...

22 Eylül 2009 Salı

İYİ BAYRAMLAR...







Bayramın kutlu olsun,nice mutlu bayramlar gör emi???

28 Ağustos 2009 Cuma

KREŞTE İLK HAFTA.

Alışır mı acaba diye erkenden başladığımız kreşte 1 haftan geçti bile,oysa sen doğuştan hazırmışsın bu deneyime.Seni gören ömrünün üç beş yılını kreşte geçirmiş zanneder.Sabah zar zor uyanışın da olmasa bu işi de kıvırdın sen.
Sabah 8'de uyandırıyorum seni binbir zorlukla.Sen ise:
-"Kreşee gitmiceeem ben,uyucaaaam,uyanmadım daha ben."diye ordan oraya atıyorsun kendini yatakta.Uyanman uzun sürmüyor allahtan.Uyandıktan sonra da:
-"Hadi kreşe gidelim." oluyor ilk sözlerin.
Hazırlanıp çıkıyoruz yola.Seni kapıdan bırakıyorum,sen de bana hoşçakal deyip sınıfa,arkadaşlarının yanına gidiyorsun. Öğretmenin,sınıf annesi ve okul müdürü "maşallaaaah"nidalarıyla karşılıyor seni.Hiç bu kadar çabuk alışanı da görmemiştik diyor hepsi.Gün boyunca yemeklerini yiyorsun,düzenli uyku uyuyorsun.Öğretmenini ve arkadaşlarına da çok çabuk alıştın.
-Öğretmeninin adı ne annecim?
-Goooooonnncaaaaa:)
-Arkadaşının adı ne peki?
-Aybikeee
-:)))
Öğretmenin de çok sevdi seni.İlk gün gittiğimizde senin çok küçük olduğunu,etkinlikler sırasında sınıfın düzenini bozabileceğini,huysuzluk edip ağlayabileceğini söylemişti bana.Akşam üstü seni almaya geldiğimde öğretmenin fikirleri çoktan değişmişti.Hatta senin gibi bir çocuk yetiştirdiğimiz için bizi tebrik etti.Bütün gün Gonca öğretmen ne söylerse yapmışsın,etkinliklere katılmışsın,hiç ağlamamışsın,hep kahkahalar atmışsın.Öyle çok sevdi ki seni,yakışıklı oğlu oldun.

25 Ağustos 2009 Salı

BÜYÜDÜN MÜ YANİ ŞİMDİ SEN?


Uzun ve uykusuz geçen bir gecenin ardından sabah 8'de uyandırmaya geldim seni.Uyumaya tepki verdiğin gibi uyandırmak da bir o kadar zor seni.
-Giiiiitttt.....Uyucam ben.Uyanmadık daha.
-Annecim hadi kreşe gidicez ama.
-Ben kreşe gitmicem uyucaaaaaam.Giiiiiitttt.
Haklısın tabi.Gecenin 4'ünde uyuyan biri için sabahın 8'inde kalkmak zor birşey.
Neyse zor zahmet kaldırdım seni.giyindik,Atladık arabaya anne-oğul,tuttuk kreşin yolunu sabahın köründe.Neşeliydin,mutluydun yol boyunca ve kreşe girdiğinde.İki arkadaş vardı sadece.Beni bıraktın kapıda öylece,10 dakika bekleyip eve döndüm ben,sen ise kahvaltıya gitmek üzere düşmüştün yola.
Seni bilmiyorum ama benim için oldukça zor geçiyor evde zaman.Kulaklarımda sesin çınlıyor."Anne oyuncak alalım mı bi tane?, Ne vercen şimdi sen bana?,Ne yicem ben?Ne yaptın bana?
Ne yani büyüdün de okula mı gidiyorsun şimdi sen?

18 Ağustos 2009 Salı

SÖZÜN BİTTİĞİ YER...


Akşam uyku saatlerinde herzamanki gibi uyumamak için direnen Yiğit yastığında birkaç dakika gözlerini kapatıp açar:
-Uyandık mı acaba anne?
-Uyandık biz hadi kahvaltı yapalım....
Anne:??????????
Tatilde birsürü çocuğu toplamıştır yine başına tüm sıcaklığıyla bizim oğlan.Etrafındakiler ısrarla adını sorar,bizimkisi yanıtlamaz.İçlerinden biri pes edip sana bebek diyelim o zaman der.Bizimkisi sanki öğretmişiz gibi büyük bir kızgınlıkla çocuğa döner:
-Ben bebek diğilim.İki yaşındayım ben.
Anne:????????
Gümüldür'de bahçede oynarken yerden birkaç parça odun bulan Yiğit babasına döner:
-Ben de mangal yakabilir miyim baba?
Anne:???????
Baba:???????


Yine bahçede oynarken komşunun kedisi Marla'yı gören anne tepki verir:
-Aaaaaa!Kedi geldi annecim bak.
Yiğit:Kedi diil ki o Marla.
Anne:?????


Babasıyla saç tıraşına gider Yiğit.Babası onu kapının önündeki birkaç çocuğa emanet edip rahat rahat saç traşı olacaktır aklı sıra.Az sonra Yiğit kaybolur ortadan.Soluğu iki üç dükkan ötedeki bakkalda alır.Bakkalın önünde asılı duran cipsleri gören Yiğit:
-Çitos kaç para?
cümlesiyla orada alışveriş yapan bir amcanın gönlünü feth edip kapıverir çitosu,doğru berberin önüne.
Bunu işin peşine düşüp olanları bakkaldan öğrenen baba şaşırıp kalır.

20 Temmuz 2009 Pazartesi

TATİLDEYDİK:)





























Geçen hafta Kuşadası'nda tatildeydik,bu defa ailecek.Bizim için tatil denir mi bilmem ama,Yiğit güzel bir tatil yaptı yine bu sene de.Bol bol yüzdü,koştu,oynadı,zıpladı,hopladı,birsürü yerli-yabancı arkadaşlar edindi.Otelin maskotu oldu adeta,tanımayan yoktu kendisini koskoca otelde:)Eğlendik,dinledik Yiğit'in peşinde koşmaktan vakit kaldıkça,hoş vakit geçirdik.Seneye tekrarını dileyerek evimize geldik....

11 Temmuz 2009 Cumartesi